Kasım 2004 yılında savaşarak ölümsüzleşen TİKKO gerillaları Muharrem, Aşkın, Cafer yoldaşlar anısına TKP/ML Merkez Komitesi tarafından yapılan açıklam
Kasım 2004 yılında savaşarak ölümsüzleşen TİKKO gerillaları Muharrem, Aşkın, Cafer yoldaşlar anısına TKP/ML Merkez Komitesi tarafından yapılan açıklamayı, toprağa düşen yoldaşlarımızı anmak ve emanet ettikleri davayı sürdürenler olarak yeniden yayınlıyoruz.
Kaç ihanet gördü kır çiçekleri
Kaç güzellik verdi, verdi çığlara
Ne yıllar tükendi, ne baharlar
Bitmedi daha, sürüyor o kavga!
Kaç kere vurulduk, doğduk küllerden
Kaç kere yenildik, yürüdük yeniden
Ne şehitler düştü, düştü toprağa,
Bitmedi daha, sürüyor o kavga!
Yürüyoruz Karadeniz’den Dersim’e,
Şehitlerimiz hasat devrime
Cafer, Aşkın, Muharrem hasat devrime
Yorulmadık, yürüyoruz iktidara
Bitmedi daha, sürüyor o kavga!
Türk, Kürt ve çeşitli milliyetlerden Türkiye Halkı!
Egemen sınıflara karşı yürüttüğümüz mücadelede iki yoldaşımızı daha yitirdik. Faşizm, iki TİKKO savaşçısnı daha katletti. Muharrem Yiğitsoy’un şehit düş mesinden bir hafta sonra Aşkın Günel ve Cafer Kara adlı yoldaşlarımız devlet güçleriyle girdikleri çatışmada şehit düştü.
Egemen sınıflar ve faşist diktatörlüğü işçi sınıfı ve emekçi halka, özel olarak Kürt “ulusal” güçlerine ve sınıfsal mücadele yürüten güçlere karşı amansızca saldırılara devam ediyor. Askeri operasyonsuz gün geçmiyor. Gerilla kuşatılıyor, köyler kuşatılıyor, dağlar ormanlar kuşatılıyor, uçak ve helikopterlerle, karada ise tank ve havan toplarıyla bombalanıyor. Köylüler göçe, “korucu”luğa veya işbirliğine zorlanıyor; gıda ambargosuna veya gıda denetimine tabi tutuluyor; baskı, taciz, gözaltı, işkence ve tutuklamalara maruz bırakılıyor…
Şehirlerdeki saldırılar ise bu biçim ve boyutta olmasa da farklı biçimleriyle hiç de geri kalmıyor. Düşman her yerde düşmandır ve her fırsatta saldırmaktadır. Son iki yoldaşımızın şehit düşmesi bir önceki çatışmanın devamı olarak meydana gelmiştir. Daha önce açıklandığı gibi devrimci dayanışmanın bir örneği, alanın özgüllüğü ve düşman operasyonlarının yoğunluğundan dolayı Partimizin gerillaları ve MKP’nin gerillaları birlikte kalmaktadır.
Ve 2 Kasım 2004’te, iki özel timin de öldüğü çatışmaya birlikte girmişlerdir. O çatışmada Muharrem Yiğitsoy adlı yoldaşımız şehit düşmüştür. Edindiğimiz bilgilere göre son şehit düşen yoldaşlarımız 2 Kasım çatışmasında yaralanmışlardır. İki örgütten oluşan birlik, yaralılarla birlikte çatışma alanının dışına çıkmıştır. Birçok defa çatışmayla yüzyüze gelmişlerdir. Yaralı yoldaşlara gerilladaki sağlık müdahalesi yetersiz kaldığından ve gerillanın hareket haline engel oluşturduğundan dolayı tedavi amacıyla şehire göndermek için Dersim merkezine yakın Türüşmek köyünün Karederesi Mezrası civarına gelmişlerdir.
Bu alana geldikten sonra operasyona devam eden düşman askerleriyle 9 Kasım günü yeniden çatışmaya girmek zorunda kalmışardır. Düşmanın uçak ve helikopterlerin de hava desteğiyle sürdürdüğü çatışma, akşama kadar sürmüş ve bir astsubayın ölü, bir kısım özel timin de yaralandığı çatışmada, karma gerilla birliği gece çemberi yararak çıkmış, ancak yaralı oldukları için üzerinde büyük silah bulunmayan yoldaşlardan Tokat/Almus/Çambulak köyü doğumlu Aşkın Günel ve Maraş Ekinözü Ambarlı Köyü doğumlu Cafer Kara adlı yoldaşlar üzerindeki tabanca ve bombalarla son mermilerine kadar savaflarak şehit düşmüşlerdir. Hava destekli saldırılar bölgede uzun süredir devam etmektedir. Devlet, köylülere ve yöre halkına faşist terör estirmeye devam ediyor.
Bugün için henüz küçük ve zayıf da sayılsa gerilla birlikleri onlar için büyük bir tehlike olmaya devam ediyor. Küçük güçlere karşı hava ve kara destekli binlerce, on binlerce birlik göndermektedirler. Onların korkuları stratejiktir. Ve psikolojik üstünlük ve inisiyatifi hep elde tutup bir an olsun gevşetip kaptırmak istememektedirler. Sınıf çıkarı meselesidir ve cennetlerini kaybetmek istemedikleri için hiçbir saldırı ve vahşetten çekinmemektedir. Sorun bunun bilincinde hareket ederek düşmanın anlayacağı dilden ve onların üstesinden gelecek mücadele biçimlerini bilince çıkarıp onun ruhuna göre örgütlenmek ve hareket etmektir. Davada yitirdiklerimize ve değerlerimize bağlılık bunu gerektirir…
İşçiler, Emekçiler, Yoldaşlar!
Emperyalistler ve onların yerli uşakları burjuvazi, toprak ağaları ve diğer gericiler, yani bir avuç asalak sınıflar, işçi ve emekçilerden gasp edilen emeklerle cenneti/saltanatı yaşıyorlar. Kurdukları ve yaşadıkları bu cennetlerini kaybetmemek için hiçbir saldırı ve vahşet biçimlerinden kaçınmayacaklardır. Onların bu saltanatını yıkıp yerine kurulacak olan Demokratik Halk Devrimi ve sosyalizm teorisine saldırmaları, dehşete düşmeleri ve o dehşetle her yol ve yöntemle saldırmaları boşa değil. Tersi beklenemez. Dolayısıyla bu mücadeleyi yürüten işçi sınıfı, yoksul köylüler ve diğer emekçilere ve özellikle bunların öncüleri devrimci ve komünistlere acımasızca/vahşice saldıracaklardır. Ve saldırmaya devam ediyorlar. Her alanda savaşçılarımızı katletmeye çalışyorlar. Sınıf savaşçının yasasıdır bu. Kavga bedelsiz olmaz. Daha büyük kinle, daha büyük öfkeyle, daha büyük azim, kararlılık ve cüretle mücadeleye sarılmalıyız. Aramızdan koparılan her yoldaş bize görevlerini ve davasını emanet ediyor. Onlara, işçi sınıfı ve emekçi halka layık olmalıyız. Her geçen gün daha çok yoldaşla yerini doldurmalıyız. Bu sorumluluk bilinciyle yoldaşlarımızı bir kez daha anıyor, emanet ettikleri davayı sürdüreceğimize ve hesabını soracağmıza söz veriyoruz.
Muharrem, Aşkın, Cafer yoldaşlar ölümsüzdür!
Türüşmek şehitleri ölümsüzdür!
Yaşasın Halk Savaşı!
Yaşasın Partimiz TKP/ML Önderliğindeki TİKKO ve TMLGB!
12 Kasım 2004
Türkiye Komünist Partisi/ Marksist Leninist/Merkez Komitesi